15 Aralık 2024 Pazar

İsa’nın Özel Konumu

Barış ve esenlik üzerinize olsun arkadaşlar. Bu yazımda sizlere İsa Mesih’in İslam inancı içerisindeki özel konumundan bahsedeceğim. Öncelikle kısa bir eleştiri ile başlayalım isterseniz:

 

Günümüz Müslümanlarının yalnızca kuran sonrası geleneği esas alarak oluşturdukları İslam anlayışı maalesef bir sürü eksik ve hatalı bilgiyi de peşinde getiriyor. Allah’ın eski vahiyleri önemsenmediği için birçok kavram havada kalıyor, anlaşılamayan kavramların içi yanlış bilgiler ile dolduruluyor ve Kuran ayetlerinin bazıları tamamen bir keyfiyet ile yorumlanıyor. İslam dininin son kutsal kitabı olan Kuranın bir temel üzerine inşa edildiğine inanan bizler ise, bu yüzden din anlayışımızın tamamını ve bu yazının konusu olan Mesih İsa’yı Ehli kitabın da inanmakla yükümlü oldukları kutsal kitaplara bakarak yorumlamayı mantıklı buluyoruz.

 

Açıkçası bizim ve geleneksel görüşe bağlı arkadaşların inanç farklılığının temel sebebi, özetleyebildiğim kadarıyla bundan ibaret. Fakat bu yazımda yanlış anlaşılan kavramları açıklamak ile uğraşmak istemiyorum. Onun yerine yanlış yorumlandığını düşündüğüm birkaç ayete değinerek ve İsa Mesihi sizlere kısaca tanıtarak başlamak istiyorum. Bu sayede İsa Mesih’in statüsünü çok daha net bir şekilde anlayabileceğinizi umuyorum.

 

A)  Yargıç Olması

 

* Ama Tanrı O'nu üçüncü gün diriltti ve açıkça görünmesini sağladı. İsa halkın tümüne değil de, Tanrı'nın önceden seçtiği tanıklara –ölümden dirilmesinden sonra kendisiyle birlikte yiyip içen bizlere– göründü. Tanrı tarafından ölülerle dirilerin Yargıcı olarak atanan kişinin kendisi olduğunu halka duyurmamızı, buna tanıklık etmemizi buyurdu.

(Elçilerin İşleri 10/40-42)

 

B) Kurtarıcı Olması

 

* Sonunda bütün İsrail kurtulacaktır. Yazılmış olduğu gibi:

“Kurtarıcı Siyon'dan gelecek,

Yakup'un soyundan tanrısızlığı uzaklaştıracak.

(Romalılar 11/26)

 

C) Aracı Olması

 

* Çünkü tek Tanrı ve Tanrı'yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa'dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.

(1.Timoteos 2/5-6)


D) Vahiy Verebilmesi


İsa Mesih'in vahyidir. Tanrı yakın zamanda olması gereken olayları kullarına göstermesi için O'na bu vahyi verdi. O da gönderdiği meleği aracılığıyla bunu kulu Yuhanna'ya iletti.

(Vahiy 1/1)


E) Meleklerden Üstün Olması ve Onları Yönetebilmesi


* Meleklerden ne denli üstün bir adı miras aldıysa, onlardan o denli üstün oldu. 5 Çünkü Tanrı meleklerin herhangi birine, “Sen benim Oğlum'sun, Bugün ben sana Baba oldum” Ya da, “Ben O'na Baba olacağım, O da bana Oğul olacak”

(İbraniler 1/4-5)


* Göğe çıkmış olan Mesih, Tanrı'nın sağındadır. Bütün melekler, yetkiler ve güçler O'na bağlı kılınmıştır.

(1.Petrus 3/22)


F) Yaşadığı Sürede Günahları Bağışlayabilmesi


* Ne var ki, İnsanoğlu'nun yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye...” Sonra felçliye, “Sana söylüyorum, kalk, şilteni topla, evine git!” dedi.

(Markos 2/10)

 

İsa Mesih’in, günümüz Müslümanlarının kabul etmekte zorlanacakları altı tane önemli ünvanını yukarıya yazdım. Doğruyu söylemek gerekirse ben bu ayetlerin hepsine güçlü bir şekilde iman ediyorum. Çünkü Kuranın, ehli kitaptan gelme yanlış bir anlayış varsa eğer bunu eleştirmek zorunda olduğuna inanıyorum. Eğer Allah son gönderdiği kitapta, önceki kitaplara yönelik yanlış algıları düzeltmezse, bizler kendi kısıtlı imkânlarımızla ve herhangi bir ilahi yönlendirme olmadan nasıl bu kitaplar arasındaki çelişkileri bulabiliriz? Yaptığımız bazı çıkarımlar hakikate ne kadar yakın olur?

 

Kısacası anlatmaya çalıştığım şey, Kuranın sınırlarının dışına çıkmadığımız müddetçe İsa Mesihi daha detaylı tanıma imkânına sahip olduğumuzdan ibaret. Allah Kuranda sürekli olarak Yahudi ve Hristiyanları eleştirirken, Tevrat ve İncil’e asla kötü bir laf söylememektedir. Bu yüzden ehli kitabın geleneğinin yanlış yorumları ile zehirlenmeden, eski kutsal kitaplar ve selim aklımız ışığında Mesih İsa’yı daha iyi tanımamız mümkündür.

 

Buraya kadar yazdıklarımla İsa Mesihi belli bir oranda tanıyabildiğinizi ve daha da önemlisi onun kıymetli özelliklerinin farkına varabildiğinizi umuyorum. Eğer onu çok daha iyi tanımak ve hayatı hakkında daha detaylı bir bilgiye sahip olmak istiyorsanız, az önce de anlattığım gibi bu yazıyla yetinmeyip ona nazil olan İncil adlı kutsal kitabı okumanızı tavsiye ederim. Şimdi ise son olarak ilk önce yanlış yorumlanan bir ayeti, daha sonra ise toplumun kabul etmekte zorlanacağı bir bilgiyi sizlere kısa bir şekilde açıklamaya çalışacağım.

 

1 – Peygamberler Arasında Ayrım Yapmayın Ayeti Ne Anlama Geliyor?

 

Kuranda Allah bizlere peygamberler arasında ayrım yapmamamız gerektiğini söylemiştir:

 

* Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırt etmeyenlere gelince; işte Allah bir gün onlara ödüllerini verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır; merhamet edicidir.

(Nisa suresi 152.ayet)

 

Allah’ın bu ayeti indirme sebebi, hakikat mesajının bir birlik içinde benimsenmesi ve belli isimleri farklı tutarak mesaja ihanet edilmesinin önlenmesidir. Ayrıca bu ayeti bağlamı içerisinde incelediğimiz vakit, burada geçen ‘ayrım yapmayın’ ifadesinin, peygamberlerden birini kabul edip diğerini inkâr etme yanlışına düşmeyin anlamına geldiği de açıkça görülmektedir (Nisa suresi 150.ayet). Yani Kur’an bizlere Allah katında bir ayrım olmadığını söylemez. Hatta tam tersi bir başka ayette bazı peygamberlerin diğerlerinden üstün kılındığı çok net bir şekilde anlatılır:

 

* O peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmıyla konuşmuş, bazılarını derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik ve onu Rûhulkudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi, o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de bazıları iman etti, bazıları da inkâr etti. Allah dileseydi onlar savaşamazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar.

(Bakara suresi 253.ayet)

 

Bizler için de İsa Mesih, bütün peygamberlerin ve meleklerin de üstünde kutsal bir konumdadır.

 

2 – İsa’nın Günahsız Doğası

 

Peygamberlerin günah işlediği bilgisi kutsal kitaplar aracılığıyla bizlere ulaşmıştır. Fakat günümüz Müslümanları kendi uydurdukları bir teoloji yüzünden bu bilgiyi kabul etmekte zorlanmaktadırlar. Bu konuda bir yazım olduğu için detaya girmek istemiyorum. Sadece kuranın da onayladığı birkaç örnek vereceğim: Adem yasaklı meyveyi yiyerek, Yunus görevinden kaçarak, Muhammed yanındaki kör adamı önemsemeyerek günah işlemişti ve Allah tarafından kınanmıştı. Bunun sonucunda hepsi bir korku ile Allahtan günahlarının bağışlanması için af dilemişlerdi.

 

Fakat İsa farklıydı. O, Allah’ın kelamı ve seçilmiş özel bir insandı. Şeytanın oyunlarıyla karşı karşıya kalmasına rağmen, ayette de yazıldığı gibi hiçbir günah işlememişti:

 

* Tanrı, günahı bilmeyen Mesih'i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı'nın doğruluğu olalım.

(2.Korintliler 5/21)

 

Bu ayetten de görüyoruz ki Tanrı, bizleri kendisine ulaştırmak için bir fidye ve aracı olarak belirlediği İsa Mesih'i mükemmel ve kusursuz bir sunu yapmıştır. Tanrının İsa Mesih ile olan planı diğer elçilerden çok daha farklı ve kutsaldır. Bu yüzden İsa Mesih inancımızda özel bir yer edinmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder