Barış ve esenlik üzerinize olsun arkadaşlar. Bu yazımda sizlere, peygamberler için kullanılan “ismet” sıfatının Kuran üzerinden eleştirisini yapacağım. Açıkçası bu konu hakkında yapabileceğim çok uzun yorumlar yok. Bu yüzden elimden geldiğince ayetler ile sizlere bu konuyu açıklamaya çalışacağım. Yani bu yazı biraz da olsa ayet derlemesine benzeyebilir. Sadece söylemek istedim.
Son zamanlarda Tevrat’a yönelik eleştirilerin arasında çok
fazla kişi tarafından kullanılan ve saçma bulduğum bir eleştiri var. Bu iddia
sahipleri, Tevrat’ta peygamberlere iftira atıldığını ama Kuranda peygamber
tasvirlerinin tertemiz yapıldığını söylüyorlar. Bu yüzden de bu kitaplar
arasında bir uyumsuzluk olduğunu iddia ediyorlar.
Acaba dikkatsizlik mi yoksa okuma acizliği mi emin olmamakla
birlikte, bu iddiaya ayetler ile kısa bir cevap vermek istiyorum:
----------------------------------------------------------------------
Saffat suresi 140-142.ayetler & Enbiya suresi 87.ayet
Ta-Ha suresi 121.ayet & Kassas suresi 15 ve 16.ayetler
Sad suresi 21-24.ayetler & Abese suresi 1-10.ayetler
----------------------------------------------------------------------
Bu ayetlerden görüyoruz ki Yunus peygamber cesaret edemediği
için sorumluluğunu yerine getirmemiş ve Allah’ın emrine itaatsizlik etmiştir.
Adem peygamber yasak meyveyi yiyerek Allah’ın ona sunduğu onca nimeti görmezden
gelmiş, günahın ve yanlışın yolundan gitmiştir. Musa peygamber, adaleti
sağlamak amacıyla da olsa aşırıya kaçmış ve bir adam öldürmüştür. Bu yüzden
kendisi Allahtan af dilemiştir. Davut kendisine gelen iki adamı eşit bir süre
dinleyerek hüküm vermek yerine aceleci bir tutum sergilemiştir. Belki de bu
hareket onun istemese de adaletsizlik yapmasına sebep olacaktı (Tevrat’taki
Batsheba olayı ile de açıklanabilir). Ve son olarak Muhammed peygamber yanına
gelen kör adamı kale almayarak, Allah tarafından uyarılmıştır.
Bütün bu ayetlerden görüyoruz ki peygamberler insanüstü bir
doğa ile günahtan kaçınan ve hakikati zorunlu bir şekilde takip etmeye
programlanmış canlılar değildirler. Onlar da bizim gibi imtihan dünyasında
nefisleriyle mücadele eden, yanlış yola düşmekten korkarak Allaha sürekli dua
eden ve af dileyen samimi inananlardır aslında.
Son olarak birkaç soru ile yazıyı bitirmek istiyorum:
1 - Acaba peygamberler, zelle diyerek basitleştirdiğiniz
eylemlerinden ötürü mü bağışlanma diliyorlardı? Yoksa bizler gibi cehennem
azabından korkarak yaptıkları yanlışları dert mi ediniyorlardı? (Muhammed suresi 19.ayet ve Sad suresi 24.ayet)
2 - Peygamberlerin günah işleyemediği bilgisini hangi
ayetten aldınız?
3 - Günah işleyemeyen bir insan cehenneme gidebilir mi? Eğer
bu soruya cevabınız hayır ise peygamber neden kendisi için cenneti garanti
göremiyor? (Ahkaf suresi 9.ayet)
4 - Allah’ın vahyini iletmesi için melekleri değil de
insanları kullanması sizin için bir şey ifade etmiyor mu? Peygamberler günah
işleyemez diyerek insan olan peygamberleri melek seviyesine çıkarmış olmuyor
musunuz? (İsra suresi 94 ve 95.ayetler)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder